‘Her kitap yazıldığı zamanın
aynasıdır.’ düsturuyla hareket eden Prof. Dr. Adnan Aslan, içinde bulunduğumuz
İslâm toplumundaki dinî felsefeye yeni bir muhteva teklif etmenin yollarını
arıyor ‘Din Felsefesine Giriş’ kitabında.
Tefekkür,
insanla başlar. Beşer, arz-ı âlemde var olduğundan bu yana nereden geldiğini,
nereye gideceğini, bu hayattaki gayesinin ne olduğunu anlamaya çalışır. Bu
sorulara cevap bulmasındaki en büyük yardımcı ise din ve felsefe olageldi
bugüne kadar. Prof. Dr. Adnan Aslan’ın kitabı ‘Din Felsefesine Giriş’ de bu iki
kavramın birleşmesi sonucu İslâm dünyası ve Batı dünyasında din felsefesi
bağlamındaki fikrî yapıyı ele alıyor. Yazar, kitabını, din felsefesini Batılı
formlarının ötesine taşımak isteyen ve dini düşünceyi teknik ve disipliner
bağlardan kurtararak bizzat düşünsel ve toplumsal olan somut problemlere
yönlendirmeyi hedefleyen mütevazı bir çabanın eseri olarak tanımlıyor.
Kitabın
birinci bölümünde modernite ve din, modernitenin genel vasıfları,
postmodernizm, İslâm ve modernite konuları; ikinci bölümündeyse sosyal bir
süreç olarak sekülerleşme, sekülerizm, İslâm ve sekülerleşme konuları ele
alınmış. Üçüncü bölümde din ve bilim, modern bilim-din ilişkileri,
Hıristiyanlık, İslâm ve bilim konuları, dördüncü bölümdeyse vahiy kavramının
içeriği ve epistemolojik değeri gibi başlıklar incelenmiş. Son olarak da dinin
menşei meselesine değinilmiş ve din teorisi bağlamında İsmail Raci Faruki ve
Frithjof Schuon’un din ve dinler ile ilgili arayışları üzerinde durulmuş.
Seküler dünyada dinin yeri
Batı’da
ve İslâm dünyasında din felsefesi farklı yerlere tekabül ediyor hiç şüphesiz.
İslâmi düşünce meşruiyetini vahye ve geleneğe müracaatla kazanırken, Aydınlanma
düşüncesi, varlığını geleneğin kırılmasına borçlu olduğu için meşruiyetini
sadece kendinden alır, kendinden öncesine ve Hıristiyan geleneğine de kendini
borçlu hissetmez. Bununla birlikte aydınlanma ve modernite perspektifinden din
bir problem olarak görüldüğü gibi, dini perspektiften de modernite ciddi bir
problem olarak görülüyor. Aslan’a göre; modern dünyada ortaya çıkan
materyalizm, sosyalizm, komünizm, Darwinizm, liberalizm, kapitalizm, romantizm,
idealizm, realizm gibi bütün ‘izmler’ ve ideolojiler, dini prensiplere
dayanarak oluşturulmadığı ve modernleşme, sekülerleşme, küreselleşme gibi
sosyal süreçler dinin kontrolünde gelişmediği için, dinin kendini bütün boyutlarıyla
gerçekleştiremeyeceği seküler bir dünya ortaya çıkarmışlar. Kısacası din,
sosyal ve kamusal alanda meşruiyetini kaybetmiş ve sosyal realiteyi inşadaki
etkisi asgariye indirilmiş. Böyle bir dünya içinde modernitenin dini açıdan
tahlili, kitabın başarmayı arzu ettiği önemli hedeflerden biri olarak
tanımlanıyor.
Amaç, yeniden üretmek değil mevcuda
karşı tavır geliştirmek
Adnan
Aslan’a göre yaptığı araştırmanın gayesi, mevcudu farklı bir perspektiften
yeniden üretmek değil, aksine mevcuda karşı bir tavır geliştirmek. Kısacası bu
topraklarda din felsefesinin dokunduğu yerlerin tasvirini yapmak değil, bir
yaraya dokunmak. Peki nasıl bir tavır? Yazara göre bizim neslimiz, aynı ebedi
ve ölümsüz Kur’ani hakikati, kendini geleneksel form ve kavramlarla sınırlı
hissetmeden, yeni bir dille ifade etme durumunda ve mecburiyetinde. Çok farklı
zamanda yaşadığımızı ifade eden yazar, bu çağın, yeni bir dil üretme ve yeni
ilmi disiplinlerin inşası bakımından İslâm ilim geleneği tarihinde belki de
fıkıh, kelam, tasavvuf ve felsefenin henüz birer ilmi disiplin olarak teşekkül
etmediği hicri birinci asra tekabül ettiğini belirtiyor. Dolayısıyla bu çağda
fıkıh, kelam ve tefsir gibi ilimlerin yeniden ihyasından çok, aynı özü ve
manayı ifade eden farklı disiplinlerin inşasının muhtemel olduğu düşünülmeli.
Tam
da buradan yola çıkarak yaşadığımız çağ ve entelektüel şartlar önümüze tek bir
seçenek bırakıyor yazara göre. O da, arayış içinde olmak. Bu sebeple İslam
düşüncesi çerçevesinde oluşacak din felsefesinin en doğru biçimi kazanabilmesi
için her türlü alternatif ve tekliflere açık olunmalı. Fakat bu mülahazalarla
dini felsefe arama mecburiyeti bizi ister istemez geleneğimizle karşı karşıya
getirmemeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder