14 Temmuz 2015 Salı

Ara verdim yazmaya, hükümsüzdür!



Yazar Harper Lee, edebiyat dünyasında son günlerin en popüler isimlerinden. 55 yıl ara verdiği yazmaya yeniden döndü, yeni kitabı önümüzdeki günlerde raflarda olacak. Bu durumun tek örneği Lee mi peki? Bakalım başka hangi edebiyatçılar yazmaya uzun süre ara vermiş?


Her yazar aynı değil. Parmak izi gibi hepsinin üslubu, yazış biçimi ve edebiyat dünyasına kazandırdıkları eser sayısı farklı. Kimi bir kitapla noktalıyor yazarlık kariyerini kimi beşer-onar kitap bırakıyor ambarlarına. Fakat bir de yazdığı ilk eserden sonra uzun bir ara veren yazarlar var. Edebiyat dünyasının son günlerde adından sıkça söz ettiren ismi Harper Lee de bunlardan biri. Bundan tam 55 yıl önce neşredilen ve Pulitzer ödülü kazanarak kült kitaplar arasında yerini alan ‘Bülbülü Öldürmek', Lee'nin tek eseriydi. Şimdiyse yeni kitabını elimize almamıza sayılı günler kaldı. ‘Git Bir Gözcü Ayarla' adını verdiği kitap, daha çıkmadan tüm zamanların ön sipariş rekorunu kırmış durumda. Peki, Harper Lee gibi yazmaya uzun bir süre ara veren yazarlar var mı edebiyat tarihinde? Ya da bir yazar neden yazmaktan vazgeçer? Bir bakalım, ne var ne yok…



Yarım asırda tek kitap yazdı



Başka bir kitap yazmasa da sadece ‘Bülbülü Öldürmek' bile yeterdi insanların sevgisine mazhar olmaya. Lakin aradan geçen elli yıldan sonra yeni bir kitapla çıkıyor okuyucunun karşısına Harper Lee. 1960'ta ilk ve tek kitabını yazarken henüz 34 yaşındaydı. O zamanlar aslında kendisi de farkındaydı sık sık kitap yazamayacağının. Bir söyleşisinde “İkinci kitabınız yavaş mı ilerliyor?” diye sorulduğunda, “Yayımlandığını görecek kadar uzun yaşamayı umuyorum.” demişti. Ablası Alice ise onun bu durumu hakkında, “Bir kere doruğa ulaşmışsanız, artık yazmak konusunda ne hissedebilirsiniz? Kendinizle yarışıyormuşsunuz gibi gelmez mi?” diye konuşmuştu. Hasılı kelam sık sık yazmayan yazarlardan biridir Harper Lee. İkinci kitabı ‘Git Bir Gözcü Ayarla'nın raflarda yerini almasına ise az kaldı, bizden söylemesi.



‘Görünmez Adam'ın sessizliği…


Ralph Ellison deyince akıllara hemen tek romanı ‘Görünmez Adam' geliyor. 1952'de yayınlanan bu roman anında büyük yankı uyandırır ve çok satanlar listesinden uzun süre inmez. Umut vaat eden Ellison'dan doğal olarak insanlar bu güzel üslubunun devamını bekliyordur ama suskun yazarlar kervanına o da katılır. Destansı bir kitap yazmak için kırk yılını harcar. Son nefesini verdiğinde geriye iki bin sayfalık bir metin bırakır. Bu metin, yazmak istediği senfonik romanın metnidir fakat yayınlatmaya ömrü yetmez. Senfonik bir roman yazmak isteği müziğe olan ilgisinden kaynaklanmaktadır. Küçük yaşlarından itibaren müzikle iç içe olmuş, caz müziğinin zirve yaptığı dönemde yaşamış ve pek çok müzik aletini icra etmiş. Hasılı kelam kitabını basılı olarak görmeye ömrü yetmese de vefatından sonra bu romanı ‘Juneteenth' adıyla yayınlanmıştır.


Bir yazar niçin yazamaz?


Bir yazar için kenara çekilmek diye bir şey olabilir mi? Pek çok yazar işin başında böyle bir cümleyi elinin tersiyle iter fakat geleceğin ne getireceğini bilmek mümkün değildir. Yazdığı tek romandan başka kitap yazmayan Tillie Olsen de bunlardan biri. 1961'de yayınladığı ‘Bir Bilmece Sor Bana' ile nokta koydu yazarlık kariyerine. Zaten bu kitap da bir yazarın niçin yazamadığını, bunu da susturulmuş bir kadın yazar imgesi üzerinden yapan bir çalışmaydı. Bu kitaptan sonra da ‘yazamamak' üzerine bir akademik kariyer inşa etti adeta. Olsen, yazarın bu suskunluğunu, hayatının kitabı olabilecek bir eser için pusuya yatması olarak tanımladı. Ya da ortaya konulan iyi bir eserden sonra, gelecek eserin ilk kitabın kalitesine ulaşamayacağı korkusu… Bu mükemmeliyetçiliğin etkilediği yazarların sayısı hiç de az değil.



Moby Dick'ten sonra geçen 40 sessiz yıl


Hem küçüklere hem de büyüklere hitap eden eserler kaleme almak ender görülen bir yetenek olsa gerek. Çocukların yeni yeni oluşmaya başlayan idrakiyle yetişkinlerin alengirli düşünüş biçimini tatmin etmek çok da kolay değildir. Herman Melville'nin de böyle bir yönü var. Onu bizlere tanıtan en önemli eseri hangisi diye soracak olduğunuzdaysa karşınıza ‘Moby Dick'in gelmemesi imkânsız. Fakat bu kitabından sonra yazmaya uzun bir süre ara verir Melville. Hatta ara değildir bu, bildiğiniz noktayı koymuştur. Moby Dick'ten sonra yaşamının son kırk yılında hiçbir eser kaleme almaz.



Şair Valéry'nin şiarı: Her zaman yazabileceğimi hiçbir zaman yazmam


Paul Valéry'nin bu sözü bile yazma eylemine atfettiği önemi anlamamıza yeter sanırım. Bu sebeple olmalı ki Valery, yazmaya, araya vermeye uzun zaman dilimlerinde devam eder. Yirmili yaşlarının başında şiirler yayımlar. Üretken bir dönem geçirir. Fakat bu üretken dönemin ardından yazarlık ve şairlik dönemini yirmi yıllık bir suskunluk izleyecektir. Sonraları dostlarının zorlaması ve teşvikiyle yeniden şiire döner, kendisine ün getirecek üç cilt kitap yazar. Fakat daha sonra yeniden kalemi bırakır, ömrünün sonuna kadar bir daha da almaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder