6 Nisan 2015 Pazartesi

Notaların Efendisi Hans Zimmer



İzlediğimiz filmlerde ne zaman onun notalarını işitsek, sanki bir elin perde içinden geçip de bizi başka dünyalara davet ettiğini, alıp götürdüğünü hissederiz… Hans Zimmer’ın kulaklarımız ve hayal dünyamız için ifade ettiği anlam tam da bu.

Bir filmde müzikler, o filmin ruhunu oluşturur. Bir soundtrack, filmi vezir de edebilir, rezil de… Evet, notaların bu kadar önemli olduğuna inanıyoruz. Kanıt isteyenler 20. yüzyılın en önemli icracılarından Hans Zimmer’ın eserlerine bakabilirler. 1960 ve 70’li yıllar için Ennio Morricone ne ise 2000’li yıllar için de Hans Zimmer o. İçinde kaybolduğumuz pek çok filmin altından çıkıyor kendisi. Hangi filmler mi? Gladyatör, Yağmur Adam, Sherlock Holmes, Yıldızlararası, Kara Şövalye, Karayip Korsanları, Son Samuray, Aslan Kral, Başlangıç, Thelma ve Louise, Hannibal, Pearl Harbor ve daha niceleri… Hatta yeri geliyor vasatı aşmayacak bir yapımı, ortaya koyduğu bir eserle üst seviyelere çıkarabiliyor. Onun yer aldığı filmler, izleyicinin gözünde kafadan birkaç puan önde başlıyor. Belki de filmi, senaristinden daha fazla ‘yaşıyor’ kim bilir? Filmlerle bu kadar özdeşleşen bir ilişki içerisine girmesi başka neyle açıklanabilir?

1957 yılında Frankfurt’ta doğan Zimmer, bugüne kadar Hollywood’da elliden fazla film müziği besteledi. 7 defa da Oscar’a aday oldu fakat bu ödülü bir defa, Aslan Kral filmiyle yakaladı. Müzik kariyeri ise filmlerle başlamamış. ‘The Buggles’ isimli bir grupla birlikte ürettikleri 45’lik olan ‘Video Killed the Radio Star’ parçasıyla ufak da olsa bir ün kazanmış fakat çizgisi bu yönde devam etmemiş. 1990’lı yıllarda Thelma ve Louis, Yağmur Adam ve Aslan Kral gibi filmlerin arkasında müzikal olarak yer almış.Bu filmler sayesinde pek çok insanın zihninde yer etmiş ve şöhreti artmaya başlamış.



Film müziği denince o akla geliyor

2000’li yıllarda sanatında zirve yapması ise ‘Gladyatör’ filmine kısmet olacaktı. Lisa Gerrard ve Civan Gasparyan gibi sanatçılarla beraber hazırladıkları Gladyatör’ün müzikleri oldukça ses getirdi, filmin tamamlayıcı bir unsuru oldu. Destansı filmlerin aranan ismi olma yolunda hızla ilerliyordu ki devam eden yıllarda Pearl Harbor, Son Samuray, İnce Kırmızı Hat, Kral Arthur ve Batman Başlıyor gibi filmlerin arka planında Zimmer yer alacaktı.


Zimmer’ın en önemli özelliklerinden biri de notalarıyla, yönetmenin eksik ve gediklerini kapatabilmesi ve tabiri caizse filme ‘ruh üfleyebilmesi’. Yönetmenin ortaya koyduğu evrenle bire bir örtüşen parçaları yazarak insanı bir an olsun gerçek dünyadan koparıyor ve filmle bütünleştiriyor. Dan Brown’un çok satan romanları ‘Da Vinci Şifresi’ ve ‘Melekler ve Şeytanlar’ın beyazperdeye uyarlanmasında yönetmen koltuğunda Ron Howard oturuyordu. Fakat Brown’ın satırlarındaki esrarengiz ve okültist havayı izleyiciye geçirmek için Zimmer gibi bir ‘ruh üfleyici’nin bulunması şarttı. Kısacası Zimmer, Dan Brown’ın satırlarını beyazperde üzerinde notalarla buluşturuyordu ve bu işi ondan daha iyi yapacak bir başkası da yoktu.

Zimmer’sız bir Nolan düşünülemez!

Zimmer’ın kalıplaşmış fikirlere karşı olduğu özellikle son yıllardaki çalışmalarından anlaşılıyor. Yeri geliyor eserlerini son çıkan teknolojilerle süslüyor, yeri geliyor duru bir kompozisyonla metinleştiriyor. Muhteşem ikili haline gelen yönetmen Christopher Nolan ve besteci Zimmer’ın birlikte yer aldıkları filmler buna en güzel örnek. Oldukça iyi bir uyuşma yakaladı bu iki isim. Zimmer, Nolan’ın gotik dünyasını oldukça iyi tahlil etti ve bu karanlık dünyanın tasvirinde ona kusursuz bir melodik arka plan sundu. Bu durumsa Nolan’ın dünyasının izleyici üzerindeki etki gücünü adeta katladı.

Kimileri Zimmer’ı endüstriyel çarkın bir parçası olarak görüp burası üzerinden eleştiri oklarını kendisine yöneltse de ortaya koyduğu çalışmalar bu eleştirilerin ne kadar yersiz olduğunu ortaya koyuyor. Parçalarını bestelediği filmlerin senaryo ve kurgusunu zihninde yaşayan ve öyle üreten biri Zimmer. Henüz yaşı 57, lakin en az yaşı kadar sayıda filmin arka planında yer aldı, almaya da devam edecek gibi görünüyor. Bize de kahvemizi alıp, gözlerimizi kapatıp ve kulaklarımızı açıp, Zimmer’ın büyülü dünyasına adım atmak düşüyor.

En iyi 5 eseri


Notlar